ALANYA TERSANESİ VE TOPHANE
Alanya Tersanesi ve Tophane
Alanya Tersanesi ve Alanya Tophanesi Alanya'nın Selçuklu döneminden kalan tarihi yapılarıdır.
Anadolu Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubad'ın kenti almasından altı yıl sonra Kızıl Kule’nin yakınında 1228'de yapımına başlanmış ve bir yılda bitirilmiştir. Kemerli beş gözden oluşan tersanenin denize bakan cephesi 56.5 metre, derinliği 44 metredir. Tersane için seçilen yer, gün ışığından en fazla yararlanılacak şekilde planlanmıştır. Tersanenin giriş kapısındaki yazıt, Sultan Keykubat'ın armasını taşır ve rozetlerle süslüdür.
Alanya Tersanesi, Selçukluların Akdeniz'deki ilk tersanesidir. Daha önce Karadeniz'de Sinop Tersanesini yaptıran Alâeddin Keykubat, Alanya Tersanesi ile "iki denizin sultanı" unvanını almıştır. Tersanenin bir yanında mescit öteki yanında muhafız odası bulunur. Gözlerden birinde de zaman içinde körlenmiş bir kuyu vardır. Denizden teknelerle ya da Kızıl Kule’nin yanındaki surlardan yürüyerek ulaşılır.
Tophane
Tersane'nin bitişiğinde denizden 10 metre yüksekliğinde bir kayaya tersaneyi korumak amacıyla yapılan Tophane vardır.1228 yılında kesme taştan inşa edilen üç katlı ve dikdörtgen planlı yapıda aynı zamanda savaş gemileri için top döküldüğü bilinmektedir.
Kesme taşla yapılan Tophane; limanı ve tersaneyi güney batıdan korumaktadır. 19 metre yükseklikte olan 2 katlı Tophane, tonozlu bir dehliz vasıtasıyla esas sura bağlanmaktadır. Alt katında, deniz tarafında, denize ve karaya açılan birer penceresi bulunan 2 adet yüksek tavanlı oda mevcuttur. Odaların önünde sağında ve solunda birer penceresi bulunan ve halk arasında “şeytan deliği” denilen uzun bir dehlizden dağ tarafındaki antreye çıkılır. Kulenin ikinci katına iki tarafında üçer oda bulunan bir koridorla geçilir. Bu katı üç tarafından kapıları kemerli dörder oda sarar. Bütün odaların ve bölmelerin içleri ve kapı kemerleri tuğla ile yapılmıştır. Bu katın solunda nöbetçi ve muhafızların su ihtiyacını karşılayan bir sarnıç mevcuttur.
Sultan Alâeddin Keykubat Kızıl Kule’nin büyük kitabesindeki Sultan ül Bahreyn " (iki denizin Sultanı) olma arzusunu gerçekleştirmek için Kule'nin yapımından iki yıl sonra (1228) tersanenin yapımını sağlamıştır. Tersanenin kuzeye bakan giriş kapısının üzerinde yine Selçuklu Sülüsüyle yazılmış bir kitabe kitabenin sağında Tersaneyi bekleyen askerlerin kalacağı bölüm, solunda deniz tarafında ise bir mescit mevcuttur. Genişliği 1.60 m. yüksekliği 2.50 m. içeri girdiğimizde, genişlikle her biri 7.70 m. boyları 42.30 m. olan beş gözden birisi ile karşılaşırız. Bu gözler içerden birbirine dörder küçük kemerli gözle bağlıdır. Eskilerde beş büyük göz den üçüncüsünde bir tatlı su kuyusu varmış, şu anda içerisi deniz artıklarıyla dolu olduğu için kapalıdır. En son gözden hemen onun b 1361 de Kıbrıs Kralı Antalya'yı zapt ettiğinde Antalya Beyi Mahmut'a tekrar eski günlerine dönmesi için 1364 de o zamanki Alâiye beyinin deniz bitişiğindeki Tophane kulesine açılan yöre halkının şeytan deliği dediği bir geçit vardır. Buradan Tophane kulesine geçmek mümkündür. Bu muhteşem yapıt için bakınız bir yabancı yazar ne diyor" Bu eser Alâiye'nin ve Dünya'nın en meşhur eseridir. Zannedersem bu tersane Selçukilerin yegâne tersanesini meydana getirmektedir. Böyle kıymetli bir bina kıymetli neticeler çıkarmamıza vesile olur “Tersane ve soğuk kapı Bu tersane Osmanlı döneminde de işlerliğini korumuşken gemiler gönderdiği bilinmektedir. Hatta diğer Türk beyleriyle anlaşıp elde bulunan Alaiye Beyliğinin donanmasını Kıbrıs üstüne göndermişti. Şüphesiz bu donanma tersanede yapılıyordu, yine bu tarihlerde Alaiye'de iyi gemi ustaları vardı. Yeni gemiler yapılıyor ve eskileri kalafat ediliyordu. Daha önceleri burası çevre denizcileri tarafından kullanılan ve harıl harıl küçük teknelerin yapıldığı bir yerdi.
Antalya Anıtlar Yüksek Kurulu ve Röleve Müdürlüğü ekipleri, Tersanenin Deniz Müzesi yapılması ve konuya ilişkin planlanan çalışmalar hakkında bir rapor hazırladı. Alanya Tersanesi için 2002 yılında başlatılan tarihi yerlerin onarım ve bakımları halen devam etmektedir. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Kültür Varlıklarını Koruma Vakfı, Tarihi Tersaneyi deniz müzesine çevirmek için çalışma başlatmıştır. Bunun yanında Türkiye 1983 yılında imzalanan Unesco Dünya Miras Sözleşmesi uyarınca Alanya Kalesini ve Tersanesini Dünya Miras Listesi’ne kayıt ettirmek için çalışmalarını sürdürmektedir.
Alanya, 09.Şubat.2017
Şafak KURU
Turizm Danışmanı-Yazar
*Kaynakça, Haşim Yetkin "Alanya; Dünden Bugüne Alanya’da Yaşam"
Alanya Tersanesi ve Alanya Tophanesi Alanya'nın Selçuklu döneminden kalan tarihi yapılarıdır.
Anadolu Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubad'ın kenti almasından altı yıl sonra Kızıl Kule’nin yakınında 1228'de yapımına başlanmış ve bir yılda bitirilmiştir. Kemerli beş gözden oluşan tersanenin denize bakan cephesi 56.5 metre, derinliği 44 metredir. Tersane için seçilen yer, gün ışığından en fazla yararlanılacak şekilde planlanmıştır. Tersanenin giriş kapısındaki yazıt, Sultan Keykubat'ın armasını taşır ve rozetlerle süslüdür.
Alanya Tersanesi, Selçukluların Akdeniz'deki ilk tersanesidir. Daha önce Karadeniz'de Sinop Tersanesini yaptıran Alâeddin Keykubat, Alanya Tersanesi ile "iki denizin sultanı" unvanını almıştır. Tersanenin bir yanında mescit öteki yanında muhafız odası bulunur. Gözlerden birinde de zaman içinde körlenmiş bir kuyu vardır. Denizden teknelerle ya da Kızıl Kule’nin yanındaki surlardan yürüyerek ulaşılır.
Tophane
Tersane'nin bitişiğinde denizden 10 metre yüksekliğinde bir kayaya tersaneyi korumak amacıyla yapılan Tophane vardır.1228 yılında kesme taştan inşa edilen üç katlı ve dikdörtgen planlı yapıda aynı zamanda savaş gemileri için top döküldüğü bilinmektedir.
Kesme taşla yapılan Tophane; limanı ve tersaneyi güney batıdan korumaktadır. 19 metre yükseklikte olan 2 katlı Tophane, tonozlu bir dehliz vasıtasıyla esas sura bağlanmaktadır. Alt katında, deniz tarafında, denize ve karaya açılan birer penceresi bulunan 2 adet yüksek tavanlı oda mevcuttur. Odaların önünde sağında ve solunda birer penceresi bulunan ve halk arasında “şeytan deliği” denilen uzun bir dehlizden dağ tarafındaki antreye çıkılır. Kulenin ikinci katına iki tarafında üçer oda bulunan bir koridorla geçilir. Bu katı üç tarafından kapıları kemerli dörder oda sarar. Bütün odaların ve bölmelerin içleri ve kapı kemerleri tuğla ile yapılmıştır. Bu katın solunda nöbetçi ve muhafızların su ihtiyacını karşılayan bir sarnıç mevcuttur.
Sultan Alâeddin Keykubat Kızıl Kule’nin büyük kitabesindeki Sultan ül Bahreyn " (iki denizin Sultanı) olma arzusunu gerçekleştirmek için Kule'nin yapımından iki yıl sonra (1228) tersanenin yapımını sağlamıştır. Tersanenin kuzeye bakan giriş kapısının üzerinde yine Selçuklu Sülüsüyle yazılmış bir kitabe kitabenin sağında Tersaneyi bekleyen askerlerin kalacağı bölüm, solunda deniz tarafında ise bir mescit mevcuttur. Genişliği 1.60 m. yüksekliği 2.50 m. içeri girdiğimizde, genişlikle her biri 7.70 m. boyları 42.30 m. olan beş gözden birisi ile karşılaşırız. Bu gözler içerden birbirine dörder küçük kemerli gözle bağlıdır. Eskilerde beş büyük göz den üçüncüsünde bir tatlı su kuyusu varmış, şu anda içerisi deniz artıklarıyla dolu olduğu için kapalıdır. En son gözden hemen onun b 1361 de Kıbrıs Kralı Antalya'yı zapt ettiğinde Antalya Beyi Mahmut'a tekrar eski günlerine dönmesi için 1364 de o zamanki Alâiye beyinin deniz bitişiğindeki Tophane kulesine açılan yöre halkının şeytan deliği dediği bir geçit vardır. Buradan Tophane kulesine geçmek mümkündür. Bu muhteşem yapıt için bakınız bir yabancı yazar ne diyor" Bu eser Alâiye'nin ve Dünya'nın en meşhur eseridir. Zannedersem bu tersane Selçukilerin yegâne tersanesini meydana getirmektedir. Böyle kıymetli bir bina kıymetli neticeler çıkarmamıza vesile olur “Tersane ve soğuk kapı Bu tersane Osmanlı döneminde de işlerliğini korumuşken gemiler gönderdiği bilinmektedir. Hatta diğer Türk beyleriyle anlaşıp elde bulunan Alaiye Beyliğinin donanmasını Kıbrıs üstüne göndermişti. Şüphesiz bu donanma tersanede yapılıyordu, yine bu tarihlerde Alaiye'de iyi gemi ustaları vardı. Yeni gemiler yapılıyor ve eskileri kalafat ediliyordu. Daha önceleri burası çevre denizcileri tarafından kullanılan ve harıl harıl küçük teknelerin yapıldığı bir yerdi.
Antalya Anıtlar Yüksek Kurulu ve Röleve Müdürlüğü ekipleri, Tersanenin Deniz Müzesi yapılması ve konuya ilişkin planlanan çalışmalar hakkında bir rapor hazırladı. Alanya Tersanesi için 2002 yılında başlatılan tarihi yerlerin onarım ve bakımları halen devam etmektedir. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Kültür Varlıklarını Koruma Vakfı, Tarihi Tersaneyi deniz müzesine çevirmek için çalışma başlatmıştır. Bunun yanında Türkiye 1983 yılında imzalanan Unesco Dünya Miras Sözleşmesi uyarınca Alanya Kalesini ve Tersanesini Dünya Miras Listesi’ne kayıt ettirmek için çalışmalarını sürdürmektedir.
Alanya, 09.Şubat.2017
Şafak KURU
Turizm Danışmanı-Yazar
*Kaynakça, Haşim Yetkin "Alanya; Dünden Bugüne Alanya’da Yaşam"
Yorumlar
Yorum Gönder