ANTALYA’NIN SÖNMEYEN ATEŞİ: YANARTAŞ



Yanartaş

Dünyada en çok turist çeken ülkelere baktığımızda ülkemiz altıncı sıradadır (2014). Kuşkusuz ülkemiz ev sahipliği yaptığı geçmiş medeniyetlerin ihtişamlı tarihi yapılarının yanında, binlerce yıllık süreçlerin mozaiği, eşsiz doğal yapıları ve deniz turizmi ile yüksek ve gelişime açık turizm potansiyelini ortaya koymakta ve bu listede ilerilere gideceğinin işaretlerini vermektedir. Ancak bundan daha da önemlisi ülkemizin dört bir yanının tüm yerleri her geçen gün yeni sürprizleriyle bizi şaşırtarak yeni yerler, yapılar karşımıza çıkarmakta ve bizleri kendisine hayran bırakmaktadır. Malabadi Köprüsü, İshakpaşa Sarayı, Pamukkale Travertenleri, Karadeniz’in yemyeşil yaylalarını dört bir yanın sayısız güzelliklerinden birer örnek olarak verebiliriz. Ve bunlardan birisi de Antalya‘da bulunan ve Eski Yunan dönemindeki insanların bile aynı günümüzdekilerin dediği gibi asırlardır yanıyor dediği Yanartaş‘tır.
Yanartaş Antalya’nın kemer ilçesinde ismini de kendisi verdiği Çıralı köyünde, Çıralı plajının yamaçlarında denize yakın bir konumda bulunur. Aynı zamanda Beydağları Milli Parkı içerisinde de yer alır ve Olimpos ile de komşudur. Yanartaşa ulaşmak tabiri caizse pek de kolay değildir. Çıralı’dan itibaren 1.5 km’lik bir patika izlenerek ulaşılır. Yanartaşın bulunduğu saha bir maden sahasının art bölgesini andıran dairevi bir sahadadır ve Yanartaş burada zayıf bir çıra ateşi görünümünde yıllardır yorulmak bilmeden yanmakta ve efsanelerde başköşede kendine yer edinmektedir.
Yanartaş‘ın oluşumuna baktığımızda ise sürekli yanan alevlerin sebebi derindeki bir petrol haznesinden sızan doğalgazın yanmasıdır. Ancak bu petrol haznesi ve doğalgaz rezerv olarak ekonomik açıdan yetersiz olduğundan burada herhangi bir petrol vs tesisi bulunmamaktadır. Yanartaş’ın da kaderi odur ki belki de bu ekonomik yetersizlik binyıllar boyunca yanan ateşin yıllar boyunca sürmesini sağlamıştır.

Yanartaş Efsanesi

Yanartaş’a her ne kadar günümüzde turizm fonksiyonu daha fazla yüklenmişse de eskiden bilhassa eski Yunan mitolojilerinde çok daha fazlası yüklenmiştir. Antik adı “ Khimera” olan Yanartaş tarih boyunca daima kutsal bir alan olarak kabul edilmiştir ve ilk olimpiyat ateşi de burada yakılmıştır. Burası çeşitli mitolojik öykülere konu olmuştur, bunlardan en ünlüsü Bellerophontes’ in öyküsüdür. Homeros’a göre öykü kısaca şöyledir; Likya kralı Bellerophontes adlı gence aslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu ve ağzından alevler saçan Khimera isimli canavarı öldürme görevini verir. Bellerophontes Zeus’un verdiği kanatlı at Pegasus’la canavara saldırır ve mızrağıyla öyle bir vurur ki Khimera toprağa gömülür ve geriye sadece ağzından çıkan alevler kalır. Ve bu alevler günümüze kadar gelen Yanartaş’tır. Homeros’tan sonra birçok gezgin ve yazar eserlerinde Yanartaş’dan bahsetmişlerdir. Bunlardan bazıları Plinius, Skylax ve Evliya Çelebi’dir. Günümüzde ise Yanartaş halk arasında adak merkezidir, inanışa göre, çocuksuz kadınlar üç kez alevlerin etrafını dolanıp bir de üzerinde yemek pişirirlerse çocukları olur, hele geyik kızartırlarsa her dilekleri olurmuş.
Alanya,11.Ocak.2017

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GOLF TURİZMİ

TURİZMDE EĞİTİMİN ÖNEMİ

GENEL MÜDÜR VE AŞCI BAŞI (Chef de Cuisine)